18 Nisan 2009 Cumartesi

yazmak ihtiyacı

Yazmak ihtiyacı... Çok acayip bir his. Word çok sıkıcı, işi gücü hatırlatıyor. Oysa ben öylesine yazıyorum, not pad iyidir. Fonda Arsenal-Chelsea maçı. Sonucu zerre ilgilendirmiyor. Sıradanlaşmış, robotlaşmış, kalitesi bile sıkıcı gelen İngiliz futbolu. Bizim takım yoksa sahada, en muhteşem futbol Gökhan Zan'ın dan dunlarından daha ilgi çekici değil şahsen. Daha üçüncü cümle Beşiktaş'a geldiğine göre, blog yapıyorsam şu an kendime, moda ya hani trendy bir şey, kesin en çok Beşiktaş yazarım. Pratiğini yaşıyoruz, teorisini yazıyoruz zaten senelerdir. Ha Forza'da ha orada burada. Yazmak gerek gibi yazıyoruz. Okunacakmış gibi. Okuyan biri 'ulan yalnız değilim böyle düşünen adamlar da var' diyecekmiş gibi. Diyordur ama bence. Başka ne yazılır ki... Çok incelemedim bu blogları ama hayata dair yazıyorlar, yalnızlığa dair, ilişkilere, memleket- dünya meselelerine, faso fiso bir ton mevzuya. Kendisi değil de ele alınış biçimi faso fiso, yeni bir şey söyleyen kaç kişi var ki... Benim en iyi bildiğim hayatta, Beşikaşlı olmak. Her şeyi ona uyarlayabilirim hemen hemen. Ama bir kızın yanında sakın uzun uzun Beşiktaş konuşma. Çok sıkıcı olur. Gazetede politik köşe yazıları yazan adam her gün karısına politika anlatsaydı bir süre sonra yalnızlık yazıları yazmaya başlardı kesin, o hesap. En iyi bildiğin şeyi herkese anlatmak zorunda değilsin kısaca. Bu giriş niyetine olsun, ilk yazı bundan sonraki olsun, kimse okumazsa ben okurum, en az 3 kere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder